28 Mart 2016

GALAKSİ TARİHİ 19



Galaksi Tarihi 19

LW: Galaksi Tarihimizin 19. bölümüne hoş geldiniz. Ben Lance White, Andrew Bartzis ile birlikteyim.
AB: Nasılsınız?
LW: Hoş geldiniz! Eee, 4. Piramit güçlendirmesinde ve Lemuria’lıların kurbağa sıçramalarında kalmıştık...
AB: Havada asılı şehirleri ile birlikte zaman içinde ileri ve geri yapılan kurbağa sıçramaları.
LW: yeryüzü ile kontratları tazeledikleri zaman burada kim vardı?
AB: Lemuria “bizler buradayız” dediğinde, Yeryüzünde Işık ve Karanlık ile gitmeyip Yeryüzünde kalmayı tercih eden göçmen Tür’ler bulunmaktaydı. Fakat hala teknolojiye sahiptiler vede tutuklu oldukları zamanın etkilerini de taşımaktaydılar. ÇokBoyutlu Varlıklar ağaçlar olarak Yeryüzünde vardılar, duyarlı Varlıklardı, buradaydılar; ve gizlice teknolojiyi de getirmişlerdi, ve teknolojiyi dağların arasına dağlar ile bir bütünlük sağlıyarak gömmüşlerdi, kimse yerini belirleyemiyordu, çünkü burada olan herkesin küçük “gizli hikayeleri” vardı. İşte bu durumda Lemuria “Biz geri geldik” diyordu, daha önce bahsettiğim havada asılı şehirler hepsi Kuzey ve Güney Kutuplarında belirip ortaya çıkmaya başladılar, ve tekrar Yeryüzü ile ruya görmeye başladılar, ruya görmeye devam ettikçe, ileriye doğru genişleyerek, Evrensel Zamanın Çok-Yönlü Alanı’nın içine girdiler, böylelikle kaybetmiş oldukları diğer havada asılı şehirlerini de bulup geri kazandılar. Çünkü her şey her zaman başlangıca dönmek ve Tür’lerini bu Zaman-Akımı savaşlarının oluşturduğu zaman içine tekrar sokmak ile ilgili. Aniden Lemuria geri geliyor, fakat mezun olma Zaman-Akımın’da yozlaşma var; çok sayıda Varlığı mezun edeceklerini düşünüyorlardı, her şey iyi ve mükemmel olacaktı, ancak savaş çıktı: içeride ve dışarıda savaş vardı. Lemuria Karanlık Güçleri karşılamak için tüm hazırlıklarını yapmıştı. Durmadan genişleyip büyüyen enerji savunma ağını kullanıyorlardı, Bu ağa enerji yükledikçe, Güneş’imizin Çok-Yönlü alanı 10.000 defa genişledi; Dolayısı ile  özel kodları olmadan Güneş Sistemimize hiç bir şey giremez oldu. ÇokBoyutlu Varlıklar “şu andan itibaren Mafya olup kodları alıp satacağız” dediler, böylelikle Karanlık Güçler içeri rahat girip bizim işlerimizi bizler için yaparlar diye düşündüler. Bu da Lemuria’nın düşüşü, gezegenin ışınlanması, 5. Güçlendirme = Cin’lerin getirilmesi.
LW: 5.güçlendirmede Cin’ler getirildi....
AB: Cin’ler ÇokBoyutlu Varlıkların hakim olduğu Baskı ve Kontrol Sistemlerinin oluşturduğu guruplardan getirildi. 4. Yoğunluğun, 4. vibrasyonun ortasında olan bu Varlıkları alıp, adına ne dersek diyelim, sahte seromoni enerjileri vererek bu Varlıkları kendi çıkarları doğrultusunda değiştirdiler, Karanlık Güçlerin yaptığı gibi, ve onlara “Tanrı Saplantısı” verdiler sonra enerji formunda Galaksinin öbür ucuna şutladılar. Güneş’in Çok-Yönlü Alanı olan Yeryüzü’nün enkarnasyon Ağı’na sokuldular, Güneş “Tamam, Yeryüzünde olanlar ile DNA bağların var; içeri girmene izin verildi” dedi. Cin’ler işte böyle içeriye girdi. Ve sonra enkarne olmaya başladılar, ilk bedenlenmelerini gerçekleştirip, Lemuria toplumunda büyük bir yozlaşmaya neden oldular, çünkü onlar her yöne dağılabilen düzensizlik ve bozulma eğilimidirler, çünkü Zaman - Akımı Savaşları da bozulma ile eş anlamlıdır ve paradoks’un nasıl bertaraf edildiğini sergiler. Paradoks oluştuğunda, sonlanıp paradoksun başladığı zamandan önceye döner; gezegenin ışınlanmasını dikkate alıyorsan, bütün bu paradokslar, bütün bu Zaman-Akımı teğetleri sonlanır ve yeni bir X/Y ekseni bulup yeniden başlamanız gerekir. Dolayısı ile: Arkon’lar burada, süratle gezegeni ve Lemuria’lıları ele geçirmekte, yozlaşmışlık, bozulmaya eğilimli olan alanlar, yapılabilecek her şey yapıldı. Buraya geri gelecekleri Zaman-Akımı büyük zarar görmüştü. ÇokBoyutlu Varlıklar kitleler halinde enkarne olup yaşayan nufusun % 40’ını oluşturmuşlar. Bu an, nufusun 89 milyara ulaştığı ve bunun %40’ını ÇokBoyutlu Varlıkların oluşturduğu zamandır.    
LW: Bunun anlamı nedir...
AB: Herkesin ruh akrabası olmak, çünkü bu tür bir Baskı ve Kontrol sistemini aşılamaya çalışıyorlardı, bunu diğer Dünya’larda yapmışladı ve bizm Dünya’mızda da Yüksek Lisans yapmaktaydılar.  
LW: Burada Yüksek Lisans yapmak, ne zaman... onların...
AB: Burada hiç hata yapılmıyor! (ustalaşmışlar)
LW: Hayır... belirli bir noktaya kadar rafine etmişler...
AB: Evet. Tahmin bilmi işleri kolaylaştırdı, amaçları gezegeni daha düşük seviyelere indirgemekti, enerjisini düşürmekti. Yüksek enerjili Karanlık ve Işık Varlıklar az eğitim görmüş küçük askeri ve Boyutsal güçler göndererek, büyük bir ordunun bir seferde yapabilecekleri işi yaptılar. İris’in (gözün) kapasitesini düşürüp, sadece belirli vibrasyonları algılamasına izin verip diğer vibrasyonları algılamayacağından dolayı görebileceğin çok şeyi göremez hale getiriliyorsun, “kukla dünyası” herşey başkaları tarafından oynatılıyor burada. (Tahmin bilmi; davranış kalıplarını öğrenip, gelecekte nasıl davranacağını bilme bilmi. Onun için internette ne yaptıklarımızı kayıt altında tutmaktalar ki bizleri rahat kontrol edebilsinler, tüm girdiğimiz sayfalar, emaillerimiz, dosyalarımız v.b. onlar tarafından izlenmekte. Andrew zaman zaman beklenmedik davranışlarda bulunun demekte, ki sizin ne yapacağınızı tahmin edemesinler. Rutin davranışlardan zaman zaman vazgeçin, yatağın diğer tarafından kalkın, ilk çayı her zaman iş yerinde içmeyip değil evde için gibi..Naci)
LW: Olan biten her şey “gözün yapısı” gibi.
AB: Evet.
LW: Bu “teknolojik bir göz” veya her şeyi kontrol eden “sahte göz”. Bu dolar bankonotunun üzerinde de var.
AB: Doğru: Her şeyi gören göz, Gizemli Geaometrisi olan şehirler, Gizli Geometri olan Dilbilimleri, her şeyi sınırlayan BİLİM yaratıldı ve sonra kurumlaştırılıp guruplaştırılarak, bilinci “aşağıya” çekerek, düşürdüler, düşürdüler. Böylelikle gerçek Piramit Kontrol Odaları enerjiyi daha da düşürmek için kullanılabildi, propaganda kullanıma sokulabildi, enerji alanı tekrar, tekrar, tekrar düşürüldü.  
LW: Arkon’lar ne zaman fiziksel formda buraya enkarne oldular?
AB: Ve sonra tekrar enerji Varlıklar haline döndüler, bir nevi “içerden yükseldiler (terfi)”, gerekli olanı yapıp mezun olmak için dosyaları hazırlayıp eline veren okul müdürü pozisyonuna geldiler. Ruhsal Mahkemeleri de ele geçirdiler.
LW: Bu rolleri üstlenmiş Varlıkları görevlerinden nasıl aldılar?
AB: Bu...
LW: Bunu yaptılar!
AB: Evet, yaptıkları buydu... doğru.
LW: Ruhsal adalet ile uyumlu olan organik enkarnasyon sürecinden geçerek bunu başardılar....
AB: Doğru.
LW: Daha sonra Arkon’lar kontrolde olanlar olarak enkarne olup Ruhsal kontratlarımız üzerinde olan “küçük karakterli harfler ile yazılan şartname”yi hazırlayan Ruhsal Mahkemelerin kontrolunu ele geçirdiler. Ruhsal bir plan ile buraya gelip, bu doğrultuda yaşamını sürdürmek için aileni seçerek, deneyimde bulunup, mezun olacağın ortamı ortadan kaldırıp, yükseliş sürecini kilitlediler.
AB: Doğru.
LW: Dolayısı ile, gelen ruhlar her geldiğinde Karmik dersleri tekrarlamaktan başka şey yapmıyor ve hatta gereksiz daha da fazla Karma yapıp yükleniyorlar.
AB: Doğru.... ve borçlanma yapılıyor.
LW: Ve borçlanma doğru. Ve sonra Karanlık taraf ve 15 Varlık eğlencenin dozunu artırmak için uyuşturucular, sex, mafya, politik kontrol, savaşlar, atom bombaları patlatma, gizli yeraltı üstleri gibi eylemleri gündemde tutup destekliyorlar. Şüpesiz bunlar zaden vardı, çünkü bu tür eylemlere, yerlere enkarne oluyorlar...
AB: Evet.
LW:  Telos (Agarta şehri) ve tövbe etmiş guruplar dışında, ki bunları eline geçiremediler...
AB: Yeryüzü içindeki boşlukta olan  Dünya’nın işkali. ÇokBoyutlu Varlıklar ve Lemuria’lılar Yeryüzü içindeki boşlukta olan  Dünya’yı hiç bir zaman ele geçiremediler. Yeryüzü içindeki boşlukta olan  Dünya’daki Varlıklar Kutsal Tarafsız Varlıklar olup Yeryüzü’nün gezegen olduğu andaki orijinal ruh akrabalarıdırlar.
LW: Tamam. Dolayısı ile, organik olarak aynı hizada durduğumuz, en yüksek vibrasyonlu olanlar, İçi Boş Dünyada olanlar olmalı.
AB: Doğru... Kendi Tür’lerinin devamını sağlamak için göç edip göç alsalar bile, her zaman dört dörtlük kodlarını koruyup devamından emin olmaktalar. Orijinal Tür’ler, hepsi, bizim.... müzemiz gibi....kestetdiğim gerçek bir müze değil, yaşanılan bir yer orası, Yeryüzünde olan her şey orada da var; her şey korunmuş.
LW: Anlaşıldı... kaybolmuş Tür’lerde mi dahil?
AB: Evet.
LW: İçi Boş Dünyada bulunuyorlar, bu Tür’ler Yeryüzü içindeki boşlukta olan  Dünyanın altında ve ötesinde de varlar mı?
AB: Bazıları başka gezegenlerde, Yeryüzü içindeki boşlukta olan  Dünya’da var oldukları sürece, Rahim Şakrası yolu ile bağlantı kurulup, istenilen yere tekrar gönderilebilir.
LW: Rahim Şakrasını şu anda kim kontrol ediyor?
AB: Gerçekten hiç kimse kontrolde değil. Şu anda bastırılmış Yeryüzü enerjisidir, doğal durumuna dönmesine izin verildiği an, bilinç milyon kez artar. Bundan dolayı onların üzerinde olan savaşı her zaman canlı tutmaktalar, yıkım, ölüm, sahte ruya şehirleri vede bütün diğer teknolojiler de şakralar üzerinde devamlı bulundurulmakta.
LW: Dolayısı ile her büyük şehir bir ağ,  kısaca söylersek... kontrol edilmek istiyorsan, büyük şehirlere git.
AB: Doğru.
LW: Her hangi bir şehir, doğrusu, onların hepsi yozlaştırılmış.
AB: Doğru... enerji ağını değiştirir değiştirmez, negatif olan şehirin Gizemli Geometrisi tekrar düzenleniyor. Çok zor bir iş değil, gerçekten yeniden inşa için ellerini havaya kaldırıp gönüllü olacak çok insan var.
LW: Evet... yüksek bir enerji sistemi inşa etmek için.
AB: Altyapıyı oluşturacak parçalar hali hazırda orada, sadece yeni devre bağlantıları yapılacak.
LW: Tamam; bütün her yarde büyük bir olasılıkla geçerli olan “mülkiyetin en değerli parçaları”.... ruhsal mülkiyet.
AB: Doğru, tamamen öyle.
LW: Ve Yeryüzü enerjisi bastırılmış durumda, yok edilemez, teknik olarak; eh, eğer siz..?
AB: ÇokBoyutlu Varlıklaklardan kurtulmak için, Lemuria’lıların ve Atlantis’lilerin yaptığı gibi Atom Bombası kullanırsan ki bir çok değişik katmandaki ÇokBoyutlu Varlıklara zarar verdiğini bilmelerine rağmen, Atom Bombasını kullandılar. Fakat başka seçenekleri yoktu, yozlaşmışlıktan nasıl kurtulacaklardı? Kavurup yakma; Kendi Zaman-Akımı’nın biteceğini ve tekrar geri gelip tekrar yapacaklarını bilmelerine rağmen.
LW: Dolayısı ile nükleer çarpışmalar olmuş.
AB: Nükleerden bile daha kötü.
LW: Daha da mı kötü..... belkide daha da ileri teknoloji tasarımları....
AB: Daha da ileri.... sadece vucutların yakılması ve bu teknolojiden kalan.... veya vucutların parçalanması.
LW: Bu teknoloji şu an kimlerin elinde?
AB: herkesin. Sadece kullanmıyorlar.
LW: Neden?
AB: Amacı yok, mezun olan sınıfı öldürüyorsun, aslında onlar bizi istiyorlar, bu mezun olan sınıfı istiyorlar; buradan ayrılmak isteyen sayısı kabarık olan insanları istemekteler.
LW: Şüpesiz Baş Yaratıcı’nın da söyleyecekleri var; orijinal bir plan var, kirletilmiş ve yozlaşmış olsa bile....
AB: Çünkü Özgür İrade var. Ve daha üst Yaratıcılar sınırlama getirerek, onların Özgür İradesini kullanmayın, bizim gidip problemi çözmemize izin verin deyip, 12 Üyeli Kurulu kurmak için bir kaç defa gelmelerine rağmen, sonunda uymadıkları kuralları vermelerine reğmen; fakat bu yolla en azından bu delice davranışlar karşısında onlara bir tema verilmiş oldu.
LW: Ve sonra, şüpesiz bu 12 Üyeli Kurul amacından saptırıldı, daha önce hali hazırda bunu konuştuk.
AB: Aynen.
LW: Şu anda 12 üyeli Kurul tekrar mı oluşturuluyor.
AB: Bunu yapmış olmalılar, aynı zamanda Cin’lerin ağında da bu yapıldı. Ancak onlara 490.000 yıl öncesine kadar Baş Yaratıcı tarafından bir ödev verilmemişti.
LW: Dolayısı ile bu bizi 4. Piramit güçlendirmesine getiriyor; bu bizleri 5. ye taşır mı?
AB: Hali hazırda bizler 5. deyiz.
LW: 5. de miyiz....
AB: 5. Arkon’lar Ağının kurulmasıdır.
LW: Ah, Tamam.
AB: Ve ağın tekrar güçlendirilmesi, buda buraya enkarne olmayı çok zor yaptı. Böylelikle Ruhsal Adalet Mahkemelerine yeni bir KONTROL alanı verildi.
LW: Öyleyse bu sanki bir.... “hızlandırm” kelimesini kullanacaktım. Yapılan sanki yoğunlaştırma sürecini “çabuklaştırma”.
AB: Doğru.
LW: Piremitlerin 6. güçlendirme safhası zamanları.
AB: Dolayısı ile 5. ve 6. arasında, Lemuria tekrar yükselip düşmekte.
LW: Bu 2. düşüş mü?
AB: 2. yükseliş ve düşüş, 3. yükseliş ve düşüş. Bu süreçler arsında..... çünkü zaman savaşları nedeni ile zamanın dışında kilitlenip kalmışlardı, tekrar bir kere daha deneyip, gezegenin Evrenin neresinde ve hangi zamanda olduğunu bulmaya çalışıyorlardı. Sonra ruya zamanı ağını tekrar bağladılar vede herkesi geri getirerek, tekrar bağlı oldukları zaman akımını eklediler.  
LW: Atlantis’liler işin neresinde?
AB: Birbirlerine raslamaları.....Lemuria’lıların, yeni bir zaman seyehati toplumu olan Atlantis’in Lemuria’lılardan az önce olan biteni anladığı zaman akımına, atladıkları zaman birbirlerine rastladılar. Dolayısı ile Atlantis hali hazırda oradaydı. Atlantis çok çabuk yükseliyordu, fakat aniden Lemuria’lılar, “Biz buradayız” deyip ortaya çıktılar. Hey “siz kimsiniz!” İşte burada bir taraf “Oh, siz bizim soyumuzdan olan torunlarımızsınız” diğer taraf, “Bir dakika, sizler bizim atalarımızsınız” diyerek şaşkınlığa düşerken, çok büyük bir savaş patladı. Rasgele birbirlerini buldukları an, Karanlık heriflere de rasladılar. Bütün hepsi aynı anda oldu!          
LW: Wow... kaza sonucu mu oldu bu?!
AB: Hayır, hayır. Daha önce bahsettiğim RASLANTInın en büyük ölçeği.
LW: En büyük ölçeği.
AB: Bu sıralarda da, ÇokBoyutlu Varlıklar ipleri çekerek savaşları daha çetin hale getiriyorlardı.
LW: Çünkü, bunun böyle olmasını istiyorlardı.
AB: Bunun böyle olmasını istiyorlardı.
LW: Atlantis’in ve Lemuria’nın düşmesini istiyorlardı, çünkü bu onların avantajı idi.
AB: Teknolojiyi aldılar, ruhlara ve enkarnasyon ağına sahip oldular vede güçlendirmenin avantajlarını da edindiler.
LW: Wow.... Ve Arkon’ların meşkuliyeti....
AB: İnce eleyip sık dokumak ile meşküllerdi. “Senden hoşlanmıyorum, senin ruhsal gurubun matrak, sen neşelisin, gir içeri” gibi.
LW: O zamandan bu yana, enkarnasyon süreci tamamen yozlaştırıldı, hiç kimse mezun olamıyor ve onlar (Cin’ler) kimin girip çıkacağına karar verip küçük karakterli haflerden oluşan şartnameyi kontratlara ekliyor; aynı zamanda plan doğrultusunda, gelen göçmenlerin sayısını artırıyorlar, “ Oh... bu aile var elimde ve şunu yapacağım...   ve sonra son dakikada yaşamdan öğrendikleri pedofili, uyuşturucu ve kölelik olan normal düzeyde işlevlerini yerine getiremeyen ailelerin enkarnasyonunu hızlandırmak gibi falan filan işleri yaptılar.
AB: İşte!... yem ve kapan.
LW: Yem ve kapan, bu böyle çok uzun bir zamandan beri yürüyor...
AB: Çok uzun bir zaman.
LW: Şimdi Super Askerler ve Hedeflenmiş bireyler var, yukarı tırmanış var ve sanki ruhsal Varlık kendini yiyiyor vede bu anlamda kimse kazanmıyor. 
AB: Yamyamlar. Molayı veren Baş Yaratıcıdır, bundan dolayı denetimi yaptı, bundan dolayıdır ki Bedene - Girmeyi uygulamaya soktu.
LW: Bedene-Girenler şu anda buradalar, gelmeye devam ediyorlar ?
AB: Doğru.
LW: Anlamı: Haziran 2013’den öte, bütün bu zaman dilimi monopoli oyununun sonunun planladığı dilim, değil mi?
AB: Bankadaki paranın bitmiş olduğu durum gibi, Monopoli oyunundaki durum bu. Annenin yatağa git” demesi gibi, bankada para bitti ve anne “yatağa git” demekte ve şu an benim tahta yolumdan yürümeye başladın; ödemeyeceğim!
LW: Demek ki biz geldik dediğimiz an bu an! Yaşam normal akışında gidiyormuş gibi görünse bile, bankalar hala oradalar, Vatikan hala “sözüm ona, kontrolde” ve kraliçenin tüm mücevherleri hala kasasında, Rothschild’lar ve Rockefeller’ler ve her kim ipleri çekiyorsa vede Cin’ler geri kazanılmış “artıklara” reenkarne olmaktalar ve “ruh havuzları: soysal ruh havuzları” ve enkarne olan “astral kabuklar”, doğru mu? İhtimalen Karanlık olan doğalarından dolayı bunlar mezun olamadılar, Karanlık tarafta işlerine devam edebilmeleri için onlara yaşam ve hisler verildi.
AB: Tamami ile doğru, anlamaya başladın!
LW: Nasıl dilimlersen dilimle, çok ilginç bir zaman olacak.
AB: Evet, ÇokBoyutlu bir kek..... üzerindeki 7. boyuta ait bir dondurma ile.
LW: Öyleyse bu Piramitin yapısının 6. ve 7. Güçlendirmesi. Şimdi 7. ve 8. de ne oldu? Çünkü 9. ya kadar gidiyor, değil mi?
AB: 7. ve 8. arasında Yeryüzü 3 kez daha ışınlandı, her ışınlanmada ağır yaralandı.
LW: Çok zor bir süreç....
AB: Doğal bir Birlik Bilinci Güdüsü değildi, birileri fiziksel saldırarak yerinden sökülüp aldı: birkaç düzüne gezegensel bilinç bir araya gelerek gezegene fiziksel saldırıp kendi gerçeğinden sökülüp alınarak yeni bir gerçekliğe götürülür, fideyi topraktan söküp başka bir yere dikmek gibi.
LW: Tamamen beklenmedik bir şey miydi?
AB: Doğal bir oyundu, bir “yer değiştirme”..... Işık ve Karanlık tarafından yapılan yer değiştirme, çünkü her iki taraf ta bunu yaptı. Işık ve Karanlık Güçler hasarı en aza indirgemek istediler ama hasar büyüktü. 15 ÇokBoyutlu Varlık bu işi hasar verip çevreyi kirleterek yaptılar, böylelikle daha fazla insanı sınırlayıp daha fazla insanı enkarne ağından attılar. Makineye(yükseliş) geri dönmek zorunda kaldılar ve diğer bölümlere, diğer 66 gezegene deneyim için gittiler. Oralarda “Hayır... oyun bir süre için kapalı, dışarı çıkın, giriş yok, hiç boş yer yok” dediler.
LW: Hava durumunu değiştiren teknolojinin yapımı ile ilgisi var mı?
AB: Hava durumu bilinç kontroludur. Chemtrail’ler hava durumu yaratarak korkuyu eklerler ve korku yaratacak her şeyi bunun üstüne eklerler. Hava durumunu değiştirip bir şehiri hedeflediklerinde, şehirin üzerindeki hava enerjinin hasatını artırır, istenilen enerjileri şehire taşır, daha fazla acı, ölüm ve yıkım yaratır. Maden ocağı gibi bilincini işleyerek bilincini etkiler. Bundan dolayı hava durumu için savaşlar yapılmaktadır, hava durumu bilinç kontrolünün yapılmasını kolaylaştırır.
LW: Herşeyi gözeten Yapay Zeka ile ilgili olmalı, gerçek anlamda her şeyi izleyen..
AB: İşte bu şekilde, hava durumunu savaşları çıkararak, dataları ayarlayıp düzenlemekteler.
LW: Sonra, fiziksel olarak her şey ile ilintili olan, etherik kontroller, uydular ve Kontrol Odalarına kadar uzanıyor.
AB: Bunlar her şey ile bağlantılı ve öngörücü Modeller (Tahmini) yapmaktalar.(davranış kalıplarını izleyerek, gelecekte nasıl davranacağınız hakkında tahminde bulunarak kontrol ediliyoruz, son zamanlarda dikkat ettiyseniz dijital ortamda yaptığımız her şey izlenip depolanmakta, eğer bilgiyi toplamalarına izin vermezseniz girmek istediğiniz sayfalara girmenize izin vermiyorlar – Naci). 
LW: Öngörücü Modeller, evet. Dolayısı ile 8. güçlendirme.....
AB: Atlantis 2. düşüşünde.
LW: Atlantis ikinci düşüşünde....
AB: O an Atlantis, Lemuria’lıların denemelerinin aynı zamanda kendi denemeleri olduğunu anladığı zamandır; aynı soydan olup birbirlerini farklı denemekteydiler. Atlantis’liler ilk Tür’ü yararatmaya çalıştılar, Lemuria’lılar ve bütün Karanlık Güçler vede Bütün Işık Güçleri hepsi ilk Tür’ü yaratmak istediler. Atlantis’liler aniden diğer bütün Zaman Seyahati Güçlerinin ilk Tür’ü yaratma çabalarına fazla önem vermeme kararı aldıklarını fark ettiler. Onların yapmak istedikleri; küçük bir çalışma ile tohumlarını taşıyıp yöresel gerçeklikte bir yerlere saklamak, makinanın (Yükseliş makinası) öğütmesi durduğunda bunları ortaya çıkartarak soylarının devamını sağlamak. Okyanusta yüzen Hindistan Cevizinin adaya vurup orada kök salması gibi. Bu Hindistan Cevizinin büyümesi 70 yılı alabilir. O sıralar Yeryüzün’de bir sürü küçük Tür’ler de aynı şeyi yapmaktaydılar, bundan dolayı 72 Tür var. Dolayısı ile bütün hepsi Yeryüzünün ruhsal aileleri ile kaynaşmaktaydı vede bütün bu ruhsal aileler Yeryüzüne göç edip bir birleri ile birleşerek ürediler, ÇokBoyutlu Varlıklar ile de karışıp ürediler. Bu günde de olduğu gibi, 2.200 ana ruh ailesi, 2.300 farklı Tür, Devasa bir yatırım.  
LW: Dolayısı ile oyunda herkesin bir hissesi var.
AB: Yeryüzünün ürettiği orijinal deri-elbise içinde isen, Ferrari’sin.
W: Fakat bozuk bir araba ile dolaşıyoruz....
AB: Tekerlekleri 40 Dolar olan, kırık camlı bir ferrari.... paslanmış...
LW: Tabanındaki deliklerden Çakmaktaşlar’ın ayaklarını sokup arabayı hareket ettirmeye çalıştıkları araba gibi.
AB: AM/FM.... önemsiz bir parça. Bir “külüstür”.
LW: Neler olduğunu çoğumuz farkettik çünkü, nereye dönersen dön, hiç bir çıkışın olmadığı görülmekteydi.
AB: Her zaman bir çıkış vardı: bağımsızlığını istemek. Bundan dolayı Atlantis ve Lemuria çok güçlü toplumlardı ve boş bir hafıza ile buraya gelmiş olsak bile sonunda her şeyi hatırlıyoruz, çünkü olan biten Akaşik Kayıtlarda çok etkileyici vede ruya gördüğünde Akaşik Kayıtlarda ruya görebilirsin, evet görebilirsin. Bunun için geri geldin, kendi kalbine Atlantis’in ve Lemuria’nın bilgisini böyle eklersin. Bu konuda başkalarının yazdığı kitapları okuduğunda, kitaplardaki bilgi aranızdaki olan bu bağı devreye sokar.
LW: 8. Piramit güçlendirmesinde kalmıştık.
AB: Burada Atlantis silahlanma sistemini ele geçirecek olan Kontrol Odaları konusunda ciddileşti, silahları ve savunma sistemlerini “gelecekteki bilimden” uzaklaştırmak. Çok Boyutlu Varlıkların neler olduğunu fark etmeden önce Kontrol Odalarını çoğaltılar, bu noktada ilave Odaları, kontrol özelliklerini eklediler; herkes biribiri ile ruhsal akraba olmalı ve Kontrol Odalarında, Birlik Bilinci içinde 2.200 ruh ailesinin hepsi temsil edilmeliydi.
LW: Tamam.
AB: İki gücün her zaman, birlik Bilincini bozmak için çabaladıklarının bilincincindeydiler, dolayısı ile onların her şeyi zapt etmelerini çok zorlaştırdılar.
LW: Kaç tane Kontrol Odaları var?.
AB: 40.
LW: 40... ve 15.....
AB: Doğrusu, 21, karanlık ve Işığın hakim olduğu.....Ve nerede olduklarını bilmedikleri 19 tane daha var. Hepsi bir yerlere saklanıp kilitlendi ve Yeryüzü içindeki boşlukta olan  Dünya’nın, Agarta’lıların Ağı tarıfından kontrol edilmekteler.
LW: Göründüğü kadar, bu oktada oynanan oyun, oyunun bir parçası, bu 21 odaya girip odaların kontrolünü sağlamak.
AB: Doğru.
LW: Belkide bu odalara girmek mümkün olmadığından hali hazırda vazgeçmiş olabilirler.
AB: Yeryüzü içindeki boşlukta olan  Dünya’ya her zaman girmeye çalışıyorlar, her zaman deniyorlar, zayıf bir nokta arıyorlar, ve bizler bu zayıf noktayız. Bizler mezun olma Zaman-Akımı’ndayız. Onlarsa öğlen yemeği için seni dövenler, bunu yapmalarının amacı ise, seni kurtarmaya birilerinin gelip gelmiyeceğini görmek.
LW: Ah... evet! Bize ne kadar çok saldırırlarsa o denli bizi koruyanları bulma olasılıkları artıyor.
AB: Anladığın gibi!
LW: Ah, çok akıllıca.
AB: Tokalaşma zamanı geldi.
LW: Ah, görüşmeyi bitirme zamanı geldi; geri geldiğimizde, ara vermeksizin 8. güçlendirmeden 9. güçlendirmeye kadar olan zamanı konuşacağız.
AB: Ve son ışınlamaları.
LW: pekala, geri döeneceğiz!
AB: özel bir bölüm oldu!
LW: Evet, aslında bütün bölümler güzeldi!

Çeviren: Naci Gülşan.

14 Mart 2016

GALAKSİ TARİHİ 18



Galaksi Tarihi 18

LW: Geriye hoş geldiniz! Galaksi Tarihimizin 18. Bölümü, ben Lance White ve Andrew Bartzis ile birlikteyim.
AB: Nasılsınız?
LW: Merhaba! Piramitlerin 2. güçlendirmesi konusunda yaptığımız yoğun konuşmada kalmıştık, bıraktığımız yerden başlarsak iyi olacak zira konuşma 3. güçlendirmeye doğru gitmekte.
AB: Savaş Galaksisi kaşifleri ve ilk işkal güçleri Yeryüzünü ele geçirdi. İlk Duyarlı Varlıkların savunmaları yoktu; savaşın ne olduğunu dahi bilmiyorlardı, dolayısı ile, kıçları tekmelenip atıldılar, bazıları da esir edildi. Karanlık güçler ilk teknolojilerini getirdiler, Yeryüzünü teknolojik düzeyde güçlendirdiler ve Piramitlere bakarak “Burada biz kazandık, savaşmayı bile bilmiyorlar” dediler. Astral Ağı güçlendirdiler ve 2. katman Piramitleri inşa ederek buraya kimin reenkarne olup olamayacağını tayin eden bir bariyer yaptılar. Yeryüzü ışınlandı, Işık Güçler gezegenlerini eski yerine almak istediler, yaptıkları işi iyi yapabilmek için Yeryüzünü Evrenin boş bir yerine ışınladılar. Yeryüzü, ışınlanmaktan dolayı çok ama çok hasar gördü; ölüme yakındı, bu Evrene ve diğer 17 Evrene çığlık attı, trilyonlarca Varlık çığlığına cevap vererek akımlar halinde Yeryüzünü iyileştirmek için göçe başladı. Karanlık güçlerin 35 ile 45 milyon yıl gibi bir hakimiyeti vardı, fakat Yeryüzü zaman değişimleri göz önünde bulundurulursa kesin bir rakam söylemek gerçekten zor. Kimsenin onları işkal edemediği zamanlar oldu ve nerede olduklarını kimse de bilmiyordu, dolayısı ile süvarileri kitleler halinde enkarne edip onları eğittiler, teknoloji ile donalttılar, Yeryüzünün Rahim Şakralarını kullanarak refahları için DNA sistemleri yarattılar. Çabuk zaferler için her tarafa yayıldılar, binlerce gezegeni ele geçirdiler ve halkalar halinde Oterite ve Kontrol katmanları oluşturdular, Yeryüzünü bu sistemlerin merkezine koymak istemekteydiler, Oterite ve Kontrol Sistemleri yayıldıkça, Yeryüzü'nün yerini tekrar, tekrar, tekrar değiştirmek isteyebilirlerdi. Yeryüzü ışınlanacak durumda değildi, dikkate almadılar ve başka yerleri işkal etmeye devam ettiler. O zaman Yeryüzü'nü kuran Varlıklar “Olanı gördük, oraya mutlaka gitmeliyiz” deyip Yeryüzü'nü iyileştirmek için Yeryüzü'ne giden enerji Can’larının (ruhun özü) oluşturduğu göçmen akımlarına katıldılar ve kafilelere  katılıp sisteme girdiler. Oluşan bu yeni enkarnasyon ağının altında ve Karanlık Güçler ile birlikte içeriden devrim yapmak için enkarne oldular, aynı yolu Karanlık Güçler daha önce Yeryüzüne enkarne olmak için kullandı. Anahtar, her zaman gezegende yaşayan nufustan biri  olmaktı, böylelikle enkarne olan Işık Güçlerinin kollektif Bilinci, Yeryüzünün orijinal amacını gerçekleştirmek için, Yeryüzü kollektif bilinci ile birleşip kaynaşarak amaca ulaşıldı. Yeryüzü tekrar ele geçirildi, fakat bu arada hali hazırda Baskı ve Kontrol sistemi onbinlerce gezegende sürmekteydi. Yeryüzü ele geçirildikten sonra, enerji sistemi güçlendirildi, ve Yeryüzü her yardımı geri çevirerek “Kendi kendime iyileşeceğim” diyerek kendini yeni, gizli bir yere ışınladı, her iki taraf tekrar O’nu aramaya başladı. Lemurian’lar Yeryüzünün zamana ihtiyacı olduğunu anladılar, hali hazırda daha önce söylediğim havada asılı şehirlerini bilinç keşif araçları ile başka gerçekliklere göndermişlerdi, Yeryüzündeki değişimleri göz önünde tutarak, zaman seyahati yapabilecek enejiyi aramaktaydılar. Sonunda aradıklarını bulup Yeryüzüne geri gelip gelemeyeceklerini sordular, aldıkları olumlu cevaptan sonra, Yeryüzü kendini iyileştirir iyileştirmez kitleler halinde Yeryüzüne enkarne oldular.
LW: Eveet.
AB: Lemuria’lı Tür’ler, havada asılı şehirleri geri geldi çünkü, daha önce anlattığım gibi, zaman içinde geriye kurbağa sıçraması yapıyorlardı, çünkü Yeryüzü hali hazırda onları yaratmıştı. Bu durum Savaş Galaksisinin gelmeden önceki Galaksinin bilinciydi, burada oynanan oyunun çok uzun süre için planlandığını anlamaya başlamışlardı ve savaş Galaksisine karşı yapılacak savunma için bir çok Evrendeki Tür’lerin kitleler halinde enkarne olmaları gerekiyordu, ve ilk baştan bu yana olan tüm Karmanın çözülmesi gerekmekteydi. 
LW: Tamam; öyleyse bu da bizi buradan alıp..... 2. Lemuria var mı....?
AB: Bu Lemuria’nın 1. yükselişi. Teknolojileri ve ruhsallıkları birbirine uymadığı için ortadan kalktılar, bulundukları zaman akımından alındılar ve Yeryüzü tekrar ışınlandı. Her şey “zaman seyahati ile ilintiliyken, Lemuria toplumunun zaman ile hiç bir ilgisi yoktu. Dolayısı ile geriye geldiler. Gezegene nasıl geri gelebileceklerini bulup, durumu iyileştirene kadar zamanın dışında takılı kaldılar. Bundan dolayıdır 3 düşüş yaşadılar ve Atlantis te 3 düşüş gördü.  
LW: Wow... kopmuş zaman bağlantılarından dolayı.
AB: Doğru; çünkü gezegenin yerini sürekli değiştiriyorlardı. Her zaman yerini değiştirdiklerinde gezegeni güçlendirerek içeri girmeyi ve dışarı çıkmayı zorlaştırıyorlardı.
LW: Bu koruyucu band sisteminden önceydi, bu sistem içeri girişi ve dışarı çıkışı engelliyor...
AB: Tamam, Karantina.
LW: Karantina.. doğrumu.
AB: Bu sistemden önceydi. Bir başka Duyarlı Varlıklar bu sistemden sorumlu idiler.
LW: Pekala.
AB: Yeryüzü kendi karantinasını sağlar, fakat Kontrol Odaları bu iş için kullanılmıyordu; bundan dolayıdır ki Yeryüzü, herkesin yardımını rededip kendi enerji sistemini kullanarak “Hayır, iyileşiyorum” diyebildi.        
LW: Tamam. Ve sonra kendi ilk Tür’ünü yarattı, sadece bir Tür’dü, bu Tür hakkında bir şeyler biliyormuyuz?
AB: Bizim büyük versiyonumuz: daha uzun, daha geniş, daha fazla enerji dolu, 200 sarmal DNA.
LW: 200 sarmal..!
AB: Evet.
LW: Şu an kaça düştük.... bir kaç çift sarmal?
AB: 42, veya buna yakın bir şey, veya 48, her neyse, sadece... hiç bir önemi yok, çünkü bazı insanlar daha da sınırlı, DNA’yı bu seviyede tam algılayacak bilincimiz yok.
LW: Evet, teknik açıdan, ne kadar çok sarmalın varsa ÇokBoyut alanlara o denli rahat girişiniz var demektir.
AB: Doğru. İlk Tür yaratıldığında, Varlıklar gelip bu deriden elbiseye enkarne olmak istiyorlardı, bu toprak deri elbisenin her yere gidebilmesi, yaratılmasındaki ana fikirdi, hatırlarsanın bunun hakkında konuşmuştum, lazım olan bütün kodlar bu deri elbisede mevcut. Bir araç yapıyorsunuz, bütün spor arabanın özelliklerini bulunduran, gerekli olan bütün kodları barındıran Varlıkları kendine çeken üstüne üstük ışınlama ile Çok Zamanlılığı da bünyesinde bulunduran ve enkarne olmak isteyen kitlelerce Varlığı olan “kusursuz elbise”.
LW:  Hmm, evet...
AB: Kusursuz bie elbise.
LW: Şimdi, bu durum ne kadar sürdü? Biraz önce çok uzun sürmediğinden söz ettiniz, çünkü Yeryüzü bazı şeylerin....
AB: Kapılar açılır açılmaz, geleceklerini biliyordu.
LWEvet, İlk Tür’den (gerçek) sonra ne oldu?
AB: İlk Tür burada 2,5 ile 3,5 milyon yıl yaşadı, yaklaşık, sıralı bir zaman olmadığından kolayca tarif edemiyorum, takminim: 99 ile 199 milyon yıl, bu yıllar arasında. O zamanlarda Dinazorlar gezegendeydi, fakat onlar farklı tipte Duyarlı Varlıktılar. Savaşcı Tür’ler ile Işık Tür’leri arasında barış sağlamak için burada değillerdi. Bu onların en son işlevi idi, barışı sağlamayı buraya gelenlerden istiyorlardı, buraya gelen herkes Işık Güçlerinin ve Karanlık Güçlerin burada olan herşeyi parçalamak için buraya çabuk çabuk indiğini bilmekteydi. Çünkü bu gezegeni istemekteydiler; ruhsal aileleri dikkate almıyorlardı, çünkü kendi ruhsal ailelerini buraya getirmek istiyorlardı.
LW: Dinazorlar ne olacaklarını biliyorlarmıydı...
AB: Hayır, Dinozorların Yeryüzünde olmasını istiyorlardı, Dinazorlar başka gezegenlere gönderilebilecek kaynaklardı onlar için.
LW: Orijinal 15 Varlığın ilk işkali ne zamandı?
AB: Onlar hakkında söylediğim şu; Evrenin bu parçasında oluşan dramatik durumların şu an farkına varıyorlar.
LW: Tamam.
AB: Bulundukları yerde çok sıkılmış durumdalar, yapacak hiç bir şeyleri kalmamıştı, şavaş olduğunu duyup “Bu ne?” diyerek yola koyuldular. Seyahate başladılar, belirli bir noktaya ulaştığında geriye bakarak gerideki kalan parçalarını akordiyon misali bulundukları yere çekerek, gerideki parçalarını da ilerledikleri noktaya taşıdılar, bu durumu tekrarlıya tekrarlıya “Oh, şuna bakın! Şuna bakın..” dedikleri noktada tüm parçalarını bir araya getirip seyahatlerini sonlandırdılar. Bir tarafta “mola”da olan Tür’ler var, diğer tarafta Yeryüzünün “Hayır, benim üzerimde yaşayamazsın” dedikleri var vede ÇokBoyutlu Varlıkların akordiyon gibi Yeryüzüne yaklaşıp Yeryüzünde; ağaç, bitki, Dinazor, yumurta, taş v.b. olanlar var. Hepsi Yeryüzü ile kontrat yaptı çünkü Yeryüzü hala kontratlar hazırlıyordu; bu farklı seviyede olan bir ticaret, Yeryüzü gerçekten ÇokBoyut’luların yaptığının “boylu boyunca uzanmak” olduğunu anlamıyordu. Daha önceki ruhsal işkalde olduğu gibi içeriye durup dinlenmeden girdiler. Yeryüzü Karanlık Güçler ve hali hazırda Yeryüzünde olan ÇokBoyutlu Varlıklar tarafından işkal edildi ve Yeryüzü “Aman Tanrım, öğretmenler!” diye haykırıp yardım istedi. Gelenler, Karanlık Varlıkları atana kadar hücre olarak Yeryüzünde bulundular ve sonunda hakimiyeti ele geçirdiler. İyiler geri gelip, ÇokBoyutlu Varlıkların kötü olduklarını düşündüler, bu Varlıkların yüzeydekilerini söküp attılar ve Yeryüzünü ele geçirdiler ama derinlerdekiler kaldı, sesizce olan bitene müdahale etmediler ve daha sonra, bulundukları yerden çevresindeki güçleri kışkıtmaya devam edip Yeryüzünü ele geçirme çabalarını sürdürdüler. Fakat  Yeryüzü'nün içindeki boşlukta olan Dünyasına hiç bir zaman ulaşamadılar, sadece yeryüzü mezun olma zaman akımı diliminde kaldılar.
LW:  Tamam...
AB: Ve daha sonra 66 ana dramatik gezegenden oluşan Galaktik Yükseliş Makinesi biçimlendi, Güneşimiz ile birlikte Merkez Güneş Sistemine ışınlanan bütün bu gezegenler “Bundan daha iyisi olmaz” dediler. 
LW:  Pekala....
AB: Tamamen.
LW:  15 ÇokBoyutlu Varlıkları gündeme getirdiğinizde, biliyormusun; akordiyon gibi açılıp genişledim, kum tepecikleri göz önüme geldi... Varlıklar...
AB: Solucan delikleri?
LW: Solucan delikleri...evet... zaman seyahati. Kim bilebilir, belkide...iyi olurdu. Dolayısı ile çatışıp bu zemini hazırlayan ve ışınlayan Karanlık, bütün bu gibi şeyleri yapıyor, gerçekten 15 Varlık için “sahneyi hazırlıyor”, 15 ÇokBoyutlu Varlıklar ise oturup seyrediyorlar ve içeri sızacakları zamanı bekliyorlar. 
AB: Evet.
LW: Fakat orada olan Varlıklar yolu ile olması gerekmemekte. Bütün hepsi enkarne olmadı. (15 tane olan ayrı ayrı ÇokBoyutlu Varlıklardan sadece biri Yeryüzüne tam enkarne oldu.)
AB: Doğru.
LW: 15 Varlığın sadece bir kısmı ağaçlara, araziye, taşlara enkarne oldular, orada olan başka Varlıklar nelerdi?
AB: Nihayetinde orada olan Varlıklara da enkarne oldular.
LW: Onlarla birlikte üreyerek, onların ruh ailesinin bir ferdi oldular!
AB:Konuyu anladın!
LW: Ve DNA’larımızın kodlarına da sahip olmalılar.
AB: Konuyu anladın.
LW: Ve başlayabilirler...
AB: Oyunu oynamaya kendi düzeylerinde başlayabilirler.
LW: Tanrı oyunu, evet. Bütün bu savaşları yapan ve ele geçirmenin keyfini süren Karanlık Güçler, büyük bir ihtimal ile 15 Varlığı Yarı-Tanrı veya Büyük Öğretmenler veya buna benzer şeyler olarak görmekteydiler...?
AB: Bu alay konusu olan bir şey: Rekabet.
LW: Oh, yaptılar mı!
AB: Savaş Galaksilerinde hiç rekabet imkanları olmadı; en iyisinin iyisiydiler.
LW: Oh!
AB: Rekabet.
LW: Dolayısı ile 15 ile çatılıyorlardı.
AB: Bazı zamanlarda çok şiddetli....çok şiddetli.
LW: Tamamm, çok sayıda katliyamın yapıldığı bir yerdi öyleyse.
AB: Eeee; o tür bir tutum içinde değil. 15 ÇokBoyut’lu Varlıklar Karanlığın astral Dünyası ile tam anlamı ile “göğüs göğüse” savaşmışlardır...Çünkü birbirlerine “kaba kuvvet” kullanmaktaydılar. Fakat 15 Varlığı yenemediler, 15 Varlık Yeryüzüne enkarne olmuştu ve arkalarında Yeryüzü Varlığı vardı.  
LW: Evet.
AB: Karanlık Varlıkların Piramit katmanları arasında onlara verdiği bir alet bu. Güçlendirme sürecine kim hakim ise Yeryüzü anne ile olan iletişime de hakimdir ve savunma esnasında onlara enerji yükleyebilir.
LW: Aman Tanrım.... Dolayısı ile daha önceden hazırlanıp as kartlarını gömlek kollarında saklamışlar, öyleyse; onlar için olan bitenin anlamı, savaşı hali hazırda kazandıklarını bilmeleridir.
AB: Evet. Kısacası olan biten; enkarne olmak ve Karanlık Varlıklarının kıçlarına tekmeyi vurup Yeryüzü yüzeyinin kontrolünü ele geçirme. Sonrasında kendileri de başkalarının gelip kendilerini tekmeleyip atmaları için beklemeye başladılar. Çünkü bütün hepsi yüzeyde olan mezun olma Zaman-Akımını ele geçirmek için, kendilerinin “titreşimli olan kısımlarını” enkarne ediyorlardı.
LW: Ah; 9 Piramit sıralamasını göz önüne alındığında bu hangi noktada oldu, 3. Veya 4.?
AB: Hayır, 5., 6. veya 7. Atlantis’in yıkılışıdır. Atlantis’in 2. yıkılışında. 
LW: Tamam, 2. yıkılış 7. kaddeme. Bu parçalar sanki başlangıç.....
AB: Birbirine ekle. Evet. Ne zaman bir ağ(savunma) olduğunda, ışınlama var demektir. Ne zaman bir ışınlama olduğunda, o Zaman –Akımının sonu demektir. Bunların anlamı da bütün bu Varlıkların tekrar geri gelip ilk Tür’ü elde ederek yeni bir başlangıç yapmalarıdır; bundan dolayı Yeryüzünün 72 Tür’ü vardır. (72 kez yeniden yaratılmış insan Tür’ü-Naci).
(Not: “Tanrının 72 ismi” olması bir raslantı mıdır? Kabbalak 72 Melekten, 72 çeşit bilgiden, erdemden, güçten v.b. bahseder. Bütün her şeyin ÇokBoyutlu olmasından dolayı, 72, ezoterik katmaların en üst uç, dış kesimlerinde bile çalışır, vede ezoterik katmanların en derinlerinde de ve ötesinde de çalışır. “Yukarıda olan her şey, aşağıda da vardır.”)
LW: Evet.... fakat bütün hepsi birbirleriyle ilintilidir.....
AB: Evet, bütün hepsi bu sistemden gelir, herkesin ele geçirmesi için burada olandan, bu elbiseden.
LW: Ve her şey Karanlık Varlıkların bu şekilde etkileyip değiştirdikleri yönde değil de bu etkinin olmadığı yönde gelişseydi, bilmem...belkide, bu tür yaşam Rahim Şakralarında çoğaltılarak pozitif bir yaşam gücü olarak yaratılabilirdi.
AB: Hiç bir uyarı olmadan, “Pekala, hemen işkal edin” yerine; gelişme daha dikkatli bir kontrol altında olabilirdi.
LW: Doğal enkarnasyon süreci devam edebilirdi; hangi noktada Cin’lerin ağı kuruldu?
AB: 5. nin ortasında.
LW: 5. nin ortasında. Tamam, öyleyse Cin’leri 15 Varlık getirdi.
AB: Evet. Doğrusu Cin’lerin başka gezegenlerde kendi Baskı ve Kontrol Sistemleri vardı, bundan dolayı “oyunu nasıl oynayacaklarını” bilmekteydiler. Galaksi kümelerinde sadece bir Baskı ve Kontrol Sistemi uygulanmaktaydı. Ve ÇokBoyutlu Varlıklar “Pekala, öyleyse bizimle çatışan bu Melek Güçlerinden uzakta, ben de bu sistemi bir küme buraya, bir küme şuraya koyarak başlatabilirim” dedi.
LW: Ah... sonra ne oldu...
AB: Kaynaklarını bu yöne yönelttiler.
LW: Evet. Enkarnasyon sürecini nasıl ele geçirdiler?
AB: Biraz zaman aldı. Bunu yapmak biraz zaman alır.
LW: Teknik olarak organik süreci kontrol sistemine, kontrol ağlarına döndürmek yüzbinlerce yılı alır.
AB: Doğru. Bir süre alır... ve boyutsal olarak Yeryüzü enerjisi düşürüldüğünde, tamamen yeni bir control sistemi yaratmaları gerekiyordu. Çünkü enerjiyi en yoğun durumuna gelmesi için sıkıştırıyorsun.
LW: Ah. 9. Piramit katmanının yapıldığı zamana kadar.
AB: En son güçlendirme yapıldığı zamana kadar.....
LW: Gezegenin yoğunluğu 3. Yoğunluğa kadar düşürülmüştü.
AB: 3. Yoğunluğun en düşük seviyesine.
LW: Çünkü her bir güçlendirme safhasında yoğunluk daha da düşürüldü... dolayısı ile her güçlendirme durumu dahada zorlaştırdı... hangi noktada izole edildik, karantinaya alındık?
AB: Yaklaşık 306.000 yıl önce, fakat Zaman Seyahati savaşı oldu ve bu zamanı 400.000 yıl yaptı, bu da sonlandı, dolayısı ile 300.000 yıl önce oldu diyebiliriz.... Fakat karantinanın amacı doğrultusundaki desteğin sağlanması konusunda bir çok sorunlar/olaylar vardı. Çünkü “iyi güçlerin” hiç “güçleri, enerjileri” kalmamıştı, yorgunlardı. Karanlık taraf ta aynı durumdaydı. Gerçek anlamda birkaç milyon süren çatışmalardan sonra aniden savaşı durdurdular, çünkü artık devam edecek güçleri yoktu.
LW: Bu birkaç milyon yıl içinde olan bir barış süreci var mıydı?
AB: Evet. Gezegen tekrar iyileşti.
LW: Tamam, öyleyse yaralarını sarıp iyileştirdikten sonra tekrar baştan başladılar....
AB: Evet.
LW: Fakat her zaman Karanlık Güçler savaşı başlatıyordu, doğru mu?
AB: Hayır...
LW: Böyle bir zorunluluk yok?  Işık..?
AB: Mutlaka böyle olma zorunluluğu yok. Çok kez Işık Güçler uzanıp çırayı alarak savaşı ateşledi. 
LW: Tastamam.... Bunlar Işık Güçlerinin banaz moduna girdiği zamanlar.
AB: Banaz modu.
LW: ... karanlık taraf kadar zararlı olan?
AB: Doğru.. banaz modunda olduğunda.
LW: Dolaysı ile her iki uç ta aynı düzeyde tehlikeli.
AB: Eğer Özgür İrade’nin kaynağına inmeyi tercih edebilselerdi her iki taraf ta iyileşebilirdi.
LW: İyileşebilirlerdi... bunu biliyorlar mıydı?
AB: Büyük ihtimal ile hepsi değil; banaz modu içinde boğulmuş olanların gördüğü sadece banazlıktan başka bir şey değildi.
LW: “Olay” süresi içinde, bu durumda olanlara olasılıkları görme imkanı verilecek mi?
AB: Eğer onlar da “Olay”ın içine dahil edilirlerse, onlara da görme imkanı verilecek... Şu anda beni dinleyenlere sesleniyorum, böyle bir seçiminiz var ve bunu biliyorsunuz, bunu bilmeyenler, yaptığınıza devam etmeniz...
LW: Taki bunu yapma imkanı kalmayana kadar.
AB: Taki senin verdiğin service hiç ihtiyaç kalmayıncaya kadar ve işten çıkarıldığını belirten belge eline verilip geri-dönüşüm için geriye gönderilene kadar.
LW: Ve geri-dönüşümün anlamı 2. ölümdür. (Not: kastedilen “ölümsüz Varlıklar veya Yarı-Tanrılar”ın kimliklerini kaybedip “eritilerek”  Kaynak’ın enerjisine, geriye dönüşü deneyimlemesidir. Bu durumun çok nadir olduğu söylenir, Varlığın “kristalleştirildiği” ve değişme ve iyileştirme olanağının tamamen ortadan kalktığı durumlarda olur.)
AB: Kesinlikle doğru!
LW: Dolayısı ile, milyonlarca ve tirlyonlarca yıl nelerin olduğuna dair elde ettiğin uyanıklık ve bilinci kaybetmek istemiyorsan değişmen çok akıllıca bir seçim olur. “Geri-dönüşüme” dahil edilmek yerine sonunda insanları mezun edecek olan şu andaki oyuna katıl. 
AB: Sana başka yerlere gidip iyi vakit geçirebileceğin olanaklar sunulacak, dolayısı ile....
LW: Doğru, doğru.. orada “Eeee, Işık Güçlerini destekliyor gibi görüneceğim” diyebileceğin bir barınak olmayacak.
AB: Bir orta yol var, hatırlarsan? Orta bir yol var, ışık karanlıksız var olamaz, karanlık ta ışıksız var olamaz, ancak her ikisi de aynı anda, beraber tarafsızlık içinde var olamazlar. (Not: Karanlık nihayetinde Işık’a hizmet eder.)
LW: Karanlık Güçlerin avantajı, yaptıkları işlerde çok ustalar, dolayısı ile yeni bir oyuna başlayıp eyleneceklerse, belirli çerçevelerde durumları hafifletip, tatlılaştırabilirler ve bize kendilerinin...
AB: Kim olduklarını (gösterirler).
LW: Kesinlikle. Karanlık için heyecanlı bir rol olabilir ve bütün savaşları vede açıkçası ”ayrıntısız düzeylerdeki” oyunu sonlandırabilir. Zekice bir oyun haline gelebilir ve sen de yararlanacağını bilince daha zevkli bir oyun olurdu.
AB: Kesinlikle.
LW: Evet, süphesiz, kendi rollerini oynayarak bizlerden bir şekilde faydalandıklarını biliyorlar, fakat bu onlar için de tamamen yeni bir düzey veya yükseliş basamağı.... başka bir.....  
AB: Kendi-Yükselişine-Hizmet.
LW: Ah! Felsefik açıdan bilmediğimiz bir şey, Venüs’lüler bu konuyu tartışıyorlar, ah; Kendi-Yükselişine-Hizmet’in olup olamayacağını henüz bilmiyoruz.
AB: Bunun anlamını dahi henüz bilmiyoruz, tamamı ile varsayım.
LW: Fakat, bunun oluşabileceği yerin burası olacağı gibi görünüyor veya bu final mezuniyet döneminde sadece bir “tohum fikir” olabilir; çünkü, Baş Yaratıcı buraya gelip bütün duyarlı yaşam formlarının hepsinin kayıtlarını okudu.
AB: Başlangıçtan sonuna kadar.
LW: Başlangıçtan sonuna kadar (Alpha’dan Omega’ya), bütün permütasyonlarda ve zaman savaşları dahil, bu zor iş bile değil Baş Yaratıcı için.
AB: Hayır. Evrenin Baş Yaratıcısı.
LW: Evrenin...
AB: ....Her bir Galaksinin aynı zamanda Baş Yaratıcsı olan, küçük bir fark ile, küçük parçalar halinde. Avatar – parçaları/kısımları, Avatar – parçaları/kısımları, Avatar – parçaları/kısımları. (Evrenin Yaratıcısı kendini bölerek, her bir Galaksinin Baş Yaratıcısı oldu-Naci).
LW: Ve Avatar ise....
AB: Bir merkez göbek.... Avatar’ın datasını besleyen parçaları/kısımları kontrol eder ve Avatar da “Kollektifler” olan diğer Avatarlar’ın datasını besler.
LW: Ne zaman bir ...
AB: Sinirsel yapısı olan bir ağ, Kendi sisteminin içindeki iletişim ile ilgili.
LW: Ne zaman kendinin “gerçek” olduğunu algılıyorsun?
AB: Ne zaman kendimizin gerçek olduğunu algılıyoruz? Doğduğumuz zaman? Rahimden çıktığımız zaman? Çok-Yönlü alanımız olduğu, meşime torbasının Anneden ayrıldığı zaman?
LW: Fakat doğmadan önce de duyarlı Varlıklardık.
AB: Zaman çerçevesi içinde bir deri elbise ile birlikte Duyarlı Varlıklar.
LW: Fakat, bedene girmeden önce...
AB: Sonsuzsun.
LW: Sonsuzsun.
AB: Zamansız.
LW: İşlevini sürdürdüğün yer, hepimizin işlevini sürdürdüğü yer, “zamanın olmadığı” yerde, bir zamanlar, zamanın olmadığı gerçeğini idrak etmeye başladığımız gibi, zaman soyal bir anlaşmadır, zaman parçalara böler.
AB: Anlamaya başladın! Bu bölümlerden kaç tane var, 25 dakika sanki 5 dakika gibi?
LW:  Oh...Phhh....çoğu, hemen hemen hepsi. Belkide sadece bir tanesi 15 dakikaya indirgenmiş olabilir, but...uh, dolayısı ile evet.
AB: Fakat hala ağzımızı şapırdatıyoruz. (her ikisi de gülüyor)
LW: Şimdi şu ana kadar kapsadıklarımız.... sanırım kayboldum, nerede kalmıştık...
AB: Piremit ağlarının 4. güçlendirme aşamasındaydık.
LW: 4. Piramit Ağı.
AB: Lemuria’nın dönüşü.
LW: Birinci dönüşü?
AB: Geriye geldik! Zaman seyehati sayesinde, havada asılı şehirler, daha önceki bölümde bahsettiğim gibi.
LW: Tamam..... bu Lemuria’nın ilk dönüşü.
AB: İlk yükseliş.
LW: İlk yükseliş!
AB: İlk yükseliş. POOF, bizler BURADAYIZ, GERİ geldik! Dünyanız ile aynı ırmakta akmaktayız. Yeryüzü ile hali hazırda gelecekte yapılmış kontratları var ellerinde, Toplum oluşturdular, Rahim Şakralarını tekrar kullandılar, eninde sonunda Işık güçlerini besleyecek Ticareti tekrar canlandırdılar ki Karanlık Güçler ile olan çatışmalara devam edebilsinler. O esnada, ÇokBoyutlu varlıklar “um, bekleyelim, ne olacağını görelim, biraz eylenceli olacağa benziyor” dediler.   
LW: Doğru.... (hatırlıyor)
AB: Enkarnasyon Ağında hafif bir kontrolleri vardı, tam kontrolde değillerdi.
 LW: Doğru; 4. Piramit Ağı dönemindeki kontrol güçleri çok hafiflemişti ve sonra 5. nin ortasında, Cin’ler geldiğinde iskelet bütünüyle hazırdı.
AB: Evet.
LW: Dolayısı ile Ruh contratları için küçük harfler ile yazılmış şartname ve birakmama... tamammı. Pekala; öyleyse burada, 4. Piramit Ağında ve Lemuria’nın dönüşünde bırakalım.
AB: Olur.
LW: Benim için de uygun... ara veriyor muyuz? Evet veriyoruz, mükemmel. Geriye döneceğiz!
Çeviren Naci Gülşan.